Alaska'nın Peşinde - John Green Kitap Yorumu

By Kitapların Senfonisi (Büşra) - Mart 13, 2014

TANITIM
Kitabın adı: Alaska'nın Peşinde
Özgün adı: Looking for Alaska
Yazar: John Green
Çeviren: Banu Talu
Sayfa sayısı: 320
Türü: Yeni Yetişkin
Yayın evi: Pegasus Yayınları

İlk içki, ilk şaka, ilk dost, ilk aşk, son sözler...

Miles Halter, ünlülerin son sözlerine bayılan, sıradan bir gençtir. Evindeki güvenli hayata katlanamadığından François Rabelais'nin ölmeden hemen önce "Büyük Belki" olarak betimlediği bilinmezin ne olduğunu bulabilmek için yatılı okula yazılır. Onu Culver Creek Lisesinde, aralarında Alaska Young da olmak üzere pek çok şey beklemektedir. Zeki, komik, son derece seksi ama bir o kadar perişan halde olan Alaska, Miles'ı kendi labirentine sürükleyecek ve "Büyük Belki" arayışında ona yol gösterecektir.
YORUM
Doğruyu söylemek gerekirse ilk 150 sayfa epey sıkıcı ilerledi. Ezik ve sıradan bir çocuğun arkadaş edinme hikayesi o kadar da ilgimi çekmedi doğrusu. Dizi ve filmlerde buna çok sıklıkla rastlıyoruz zaten. Eh, önyargı işte. John Green her zamanki gibi okuyucuyu ters köşeye yatırıyor. Beklemediğim hatta tahmin bile etmediğim bir olayla.

Miles Halter liseye başka bir okuldan davam etmeye karar veriyor. (Kitap Miles karakterinin gözünden anlatılıyor bu arada.) Gittiği yerde arkadaş ediniyor edinmesine de arkadaşlarının pek iyi alışkanlıkları yok. Eh, arkadaş ortamı kötü olunca Miles da bir süre sonra onlara uymaya başlıyor. Miles takıldığı arkadaş grubunda Alaska adında kıza aşık oluyor. Yalnız kitap aşk kitabı değil bilesiniz. İşte bahsettiğim 150 sayfa Miles ve yeni arkadaşlarının maceralarını anlatırken bir anda beklemediğim bir olay oluyor...

-SPOİLER İÇERİR-
Alaska bir trafik kazası sonucu hayatını kaybediyor. Miles ve diğer arkadaş grubu Alaska'nın nasıl öldüğünü, bunun bir intihar mı yoksa gerçekten bir kazamı olduğunu araştırmaya başlıyorlar.
-SPOİLER BİTTİ-

Kitabın sevdiğim yanlarından biri Miles'ın ölen önemli insanların "son sözleri" takıntısıydı. Yazarın da gerçekte böyle bir takıntısı varmış. Alıntılar kısmında bir kaçını eklemeden geçmedim tabii!

PUAN


ALINTILAR
"François Rabelais. Bir şairdi. Ve son sözleri, 'Büyük Belki'yi aramaya gidiyorum' olmuş.
İnsanlar yağmur olsaydı ben serpinti olurdum, o ise kasırga.
Şöyle düşündüm: Korku bu: Önemli bir şeyimi kaybetmiştim, bulamıyordum ve ona ihtiyacım vardı. Birinin gözlüğünü kaybetmesi, gözlükçüye gitmesi ve ona dünyada hiç gözlük kalmadığının, gözlüksüz idare etmek zorunda olduğunun söylenmesi gibi bir korkuydu.
(Simon Bolivar'ın son sözleri;)
Şansızlıkları ile hayalleri arasındaki pervasızca yarışan, o anda bitiş çizgisine ulaşmakta olduğunun kahredici keşfiyle sarsılmıştı Simon. Geri kalanı karanlıktı. "Lanet olsun," diye inledi. "Bu labirentten nasıl çıkacağım?"

  • Share:

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

0 Yorum