TANITIM
Özgün adı: Walking DisasterYazar: Jamie McGuireÇeviren: Boran EvrenSayfa sayısı: 463Türü: RomantikYayın evi: Yabancı YayınlarıAşıksan başın belada!
Abby Abernathy; geçmişini unutmak için kalkıp uzak bir şehre okumaya gelen, temkinli, kendi halinde bir kız. Travis Maddox; hayatını dövüşerek kazanan ve aşka inanmadığı için tek gecelik ilişkilerle avunan bir erkek. Aşk ve bela birbirine hiç bu kadar yakışmadı...
Travis annesinden hayatla ilgili iki şey öğrendi: Aşkı bul. Ve onun için ölümüne mücadele et.
Bu hikâyeyi biliyorum demeden önce bir kez daha düşünün. Her aşk hikâyesinde iki taraf vardır: Esas oğlan ve esas kız. Tatlı Bela'da esas kızı dinledik; peki ya, esas oğlan?
Bir erkeğin aşkı için verdiği mücadeleyi kendi ağzından tüm içtenliğiyle dinlemeye hazır olun...
YORUM
Ayaklı Bela'yı aldığımda kitabı okuma gibi bir niyetim yoktu, gerçekten. Çünkü Tatlı Bela'nın hikayesinin tüm büyüsünün bozulacağını düşünüyordum ki öyle de oldu. Ben Tatlı Bela'yı Travis'in düşüncelerini gerçekten merak ederek okudum ama bu kitapta onun düşüncelerini sadece merak ettiğimi ve aslında öğrenmek istemediğimi fark ettim. Ayaklı Bela'dan sonra Travis'in tüm gizemini kaybetmişim gibi hissediyorum. :( Yanlış anlaşılmasın, kitabı gerçekten çok severek okudum. Hatta Ayaklı Bela hakkında çıkan 'tamamı aynı hikaye ve sıkıcı' tarzı yorumlardan sonra kitaba başlamaya çok ön yargılıydım ama hiç de öyle değildi. Tatlı Bela'dan çok farklı sahneler de vardı. Hele sonundaki epilog kısmı beni bitirdi zaten. :D
Kitabın içeriği hakkında söylenecek pek bir şey yok aslında, Tatlı Bela'nın Travis'in gözünden anlatımı ama dediğim gibi farklı sahneler vardı ve sıkıcı değildi.
Bu arada Tatlı Bela kitabı yorumumda belirttim mi bilmiyorum ama Ayaklı Bela'dan sonra ki düşüncem hala geçerli: Abby gerçekten çok bencilce davranıyordu ki kıza iki tokat atıp sarsasım vardı. :D
Özetle, hala okumadıysanız ve okumayı düşünüyorsanız, büyüyü bozmakla birlikte -bu herkes için geçerli olmayabilir- sıkılmadan okuyabileceğinizi düşünüyorum.
PUAN
ALINTILAR
Kapıyı onun için açık tuttum. Centilmence hareketimi görmezden geldi ve kızgınlıkla yanımdan geçip restorana girdi. Yazık olmuştu; kendisi için kapıyı açık tutmak istediğim ilk kızdı. O anı iple çekmiştim ve o farkına bile varmamıştı.
Üç ay önce hiç kimse beni böyle bir şey hissedebileceğime inandıramazdı. Şimdiyse hayatta daha fazla istediğim başka hiçbir şey yoktu.
Derin, rahat bir nefesle göğsüm kalkıp indi ve ben hayatımda sevdiğim ikinci kadının yanında uyuyakaldım.
0 Yorum