Kitabın adı: Kibarlık BudalasıYazar: MoliereTürü: KlasikYayın evi: Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıMolière [Jean-Baptiste Poquelin] (1622-1673): Clermont Koleji’nde Latin ve Yunan dili ve edebiyatı dersleri aldı. Hukuk öğrenimi gördü, 1641’de kabul edildiği barodan ayrıldı. Zamanını ve dehasını tiyatroya adadı. Ölene dek, yani otuz yıl boyunca tiyatro eserleri yazdı, yönetti ve temsillerde rol aldı. Klasik Fransız komedyasının kurucusu olarak kabul edilmesini sağlayan bir gelenek yaratmayı başardı. IV.Mehmet’in elçisi olarak Paris’e gelen ve görkemli bir törenle karşılanan Süleyman Ağa Fransız sarayının ihtişamına beklenen ilgiyi göstermeyince, XIV. Louis bu ilgisizliğin intikamını almak için Molière’e oyun sipariş eder. Ortaya gülünç bir Türk balesiyle sonlanan eğlenceli bir hiciv çıkar. Burjuva Mösyö Jourdain’in asilzade olma yolundaki umutsuz ve gülünç mücadelesini anlatan, XIV. Louis’nin en çok güldüğü Molière oyunu unvanını kazanan Kibarlık Budalası ilk kez 14 Ekim 1670’te Chambord’da, aynı yıl 28 Kasım’da ise, sarayda kralın huzurunda oynanmıştır.
YORUM
Son zamanlarda okuduğum en eğlenceli kitaptı Kibarlık Budalası. Shakespeare'in kalemini çok severim, onun dışında okuduğum ilk oyun/tiyatro türündeki kitap oldu bu ve beni çokça güldürdü. Moliere da favori yazarlarım arasına girdi.
Kibarlık Budalası günümüzde hala, hem de Türk tiyatrolarında oynanan bir oyun türü olmasına rağmen bir o kadar da tepki çekmiştir. Sanılanın aksine kitap Türklerle dalga geçmiyordu. Aslında bu kitabın yazılış amacı Osmanlı döneminde 14. Louis'in yaşadığı bir olay üzerine Türklere hakaret niteliğindeydi.
14. Louis, Osmanlı tarafından Fransa'ya bir elçi gönderileceğinin haberini alır. Sarayı gösterişli bir karşılamaya hazırlatır. Kahve, lokum gibi Türk yöresel yiyecek ve içeceklerle doldurur. Padişah 4. Mehmet tarafından gönderilen Süleyman Ağa bu görkemli karşılamaya burun kıvırır. Bunun üzerine sinirlenip içerlenen 14. Louis, Moliere'a Türklerin bu davranışını konu alan alaylı bir oyun yazmasını ister. Kimi yerde Fransız Kralı Louis'in bu oyuna çok güldüğü söylense de bazı kaynaklar tam tersini söyler. Kitabı okuyunca pek çok tartışmaya açık konu olsa da aslında Türklerle değil Fransız kralı ve gösterişleriyle dalga geçtiği söyleniyor. Eğer bu yaşanan doğruysa Süleyman Ağa'nın yaptığı da pek centilmence sayılmazdı doğrusu.
Bir diğer tartışmalı konu da çeviride okurun gözüne çarpan bariz bir Türkler söz konusu. O dönemde 14. Louis aslında kitabı Osmanlı padişahının elçisi için yazdırıyor. Pek çok kişi, Türklere değil Osmanlıya yazılmış bir kitap olduğunu dile getirse de kitabın Fransızca aslında da "Türkler" olarak yazılmış.
Kitabın içeriğinden biraz bahsetmek gerekirse, Kibarlık Budalası olan Mösyö Jourdain aslında bir Fransız burjuvadır. Hayatı boyunca soylu bir asilzade olmak ister ama soyu buna uygun değildi. Önüne gelen her şakşakçıya paralar veriyor, onlardan güzel sözler duymak hoşuna gidiyordu. Bir gün kızı Lucile, Cleonte adında biriyle evlenmek istediğini söyler ve Mösyö Jourdain Cleonte'nin bir soylu olup olmadığını sorar. Cevap olumsuz olunca Mösyö Jourdain asla böyle bir şeye izin vermediğini dile getirir. Kızının soylu bir asille evlenmesini istiyordur.
Bunun üzerine Cleonte uşağı Covielle ile birlikte soylu bir Türk kılığına girerek padişahın çocuğu olduğunu kızıyla evlenmek istediğini söyler. Cleonte'in aslında kim olduğunu tanımayan Mösyö Jourdain habere çok sevinir ve düğün hazırlıklarını başlatır.
Kitapta uydurma Türkçe (o döneme göre Osmanlıca olması gerekiyordu çeviride böyle yazılmış) sahneleri çok komikti. Osmanlıyı çağrıştıran motif ve benzeri pek çok şey, gösterişli dans sahnelerini okumak güzeldi.
Bunun üzerine Cleonte uşağı Covielle ile birlikte soylu bir Türk kılığına girerek padişahın çocuğu olduğunu kızıyla evlenmek istediğini söyler. Cleonte'in aslında kim olduğunu tanımayan Mösyö Jourdain habere çok sevinir ve düğün hazırlıklarını başlatır.
Kitapta uydurma Türkçe (o döneme göre Osmanlıca olması gerekiyordu çeviride böyle yazılmış) sahneleri çok komikti. Osmanlıyı çağrıştıran motif ve benzeri pek çok şey, gösterişli dans sahnelerini okumak güzeldi.
PUAN
16 Yorum
Daha önce Moliere okumadım. O zaman okuyacağım ilk kitabı bu olsun. Güzel yorumun için teşekkürler :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederimm! :)
SilÇok hoşuma gitti, mutlaka edineceğim kitabı :)
YanıtlaSilEğlenceliydi gerçekten :)
SilOkulda bu kitabın tiyatrosunu yapmıştı arkadaşlarımız.Güzel bir komediydi :)
YanıtlaSilOkuması da çok eğlenceliydi :D
SilOyun türü okumayı çok seviyorum ya çok eğlenceli oluyor :D Cimri'yi mutlaka okuyacağım.
YanıtlaSilyaz edebiyatı etkinliğimize katılsanaaa :) bak var blogumda geçen hafta yazdımdı :) kitap başlığı :)
YanıtlaSilhemen bakıyorumm *-*
Silistediğin kategoriler katılırsın kiii :) yazarsan söle bana da gözümden kaçmasııın :)
SilKitapsız olmaz... :)
YanıtlaSilCimri'yi okumuştum ama bunu da okumalıyım sanırım, elinize sağlık:)
YanıtlaSilNot aldım teşekkürler!
YanıtlaSilBlog Mahallesi'nde de ekledim. https://www.blogmahallesi.com/2020/06/kitaplarin-senfonisi-bir-kitap-blogu.html
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
SilKitap hakkında bilgim yoktu ama yazını okuyunca çok merak ettim. Listeme aldım hemen :)
YanıtlaSil