TANITIM
Özgün adı: PureYazar: Julianna BaggottSeri: Pür, #1Türü: DistopyaYayın evi: Dex YayınlarıBurada olduğunuzu biliyoruz, kardeşlerimiz.
Pressia, Infilakları ve ondan önceki hayatını hayal meyal hatırlıyor. Büyükbabasıyla birlikte yasadıkları delikte, insanlığın kaybettiği şeyleri düşünüyor: lunaparkları, sinemaları, doğum günü partilerini, anneleri ve babaları. Her şey küle döndü, hırpalandı, hiç iyileşmeyecek derecede yara aldı ve zarar gören bazı bedenler, bambaşka nesnelerle bütünlesti. Şimdi herkesin askeri eğitim görmesi gereken yaşa geldi Pressia. Tabii iki ihtimal var. Ya asker olacak ya da bedeni fazla zarar gördüyse eğitimdeki askerlerin canlı hedef
tahtası olacak. Pressia'nın kaçması gerek.
Bir Pür yak ve külünü solu.
İnfilaklardan tek bir yara almadan kurtulanlar da var. Pürler. Gökyüzündeki kubbelerinde, yerdeki insanlardan daha üstün olan, sağlıklı bedenlerini ve zihinlerini koruyacak şekilde yaşıyorlar. Bir Pür olan Partridge, kendini burada kapana kısılmış ve yalnız hissediyor, bir de farklı. O da kayıplarını
düşünüyor sık sık, belki yuvası dağıldığı için. Babası duygusal olarak soğuk bir adam, ağabeyi intihar etmiş ve annesi, İnfilaklar sırasında Kubbe'ye adım atamadan kaybolmuş. Bu yüzden, birinin ağzından kaçan bir sözcük, annesinin hala hayatta olma olasılığını ona çıtlatınca, hayatını riske edip
Kubbe'yi terk ediyor ve annesini bulmaya koyuluyor.
Pressia ve Partridge karşılaşıyorlar. Tüm dünya başlarına yıkılıyor.
YORUM
D&R'ın indiriminden faydalanarak aldığım kitaptı Pür. Doğruyu söylemek gerekirse ilk 100 sayfayı okurken aşırı sıkıldım. Hatta birkaç kere kitabı yarım bırakmayı bile düşündüm ki bu kitapları yarım bırakma huyunu sevmediğimden bırakmadım. Sonradan hikaye biraz daha güzelleşti. Hatta birçok sahneyi heyecanla okudum bile diyebilirim. Kitabın sonlarına doğru yine sıkılmaya başladım. Genel anlamda soracak olursanız yazarın anlatımını pek beğenmedim. Okuyucuyu sıkacak çok fazla gereksiz sahne vardı...
Kitaptan biraz bahsedecek olursak, İnfilaklar sonucu tüm insanlarda bir değişim gerçekleşti. Mutasyon da diyebiliriz. Baş karakterden biri Pressia da bunun içinde ve bir eli bebek-surat şeklinde. Bir de Pürler var. Kelimenin gerçek anlamıyla pürler. İnfilaklara maruz kalmamış olanlar yani... Pürler Kubbe dedikleri kapalı bir alanda mükemmel bir hayat sürerken diğerleri sefil bir hayat sürmekte.
Partridge bir Pür. Babasıyla birlikte Kubbe'de yaşıyorlar. Annesinin öldüğünü sanarken yaşıyor olabileceği ihtimalini ele alıyor ve araştırmaya başlıyor. Yaşadığına inandığındaysa da Kubbe'den kaçıyor. İnfilaklara uğramış olanlarla karşılaşıyor. Başı büyük derde giriyor haliyle. Çünkü dışarıdaki tek Pür o ve herkes ondan nefret ediyor. Buna rağmen Pressia, Partridge'e yardım ediyor ve Bradwell'e götürüyor. Bradwell de İnfilaklara uğramış olanlardan ve onun sırtında canlı kuşlar var.
İkisi birlikte Partridge'e yardım ediyor ve olaylar burada başlıyor. Bu arada 16 yaşına gelenler asker olmak zorundadır. Pressia daha yeni 16 yaşına basmıştır ve asker olması gerekmektedir...
Özetle, okurken çokça sıkıldığım bir kitap oldu. Ama buna rağmen kitabın konusunu beğendim. Henüz okumadıysanız, okuyup okumamakta kendiniz karar verin derim. Zevkler ve renkler bir olmuyor çünkü. Kitabı çok beğenen bloggerlar da var. ^_^
PUAN